Erasmus’a gelmeden önce bu 5 – 6 ay için aklımızda sadece tek bir ülke vardı: İZLANDA. Avrupa’da 4 – 5 ülke gezdikten sonra herkesin söylediği klişe bir cümle vardır hani “Ya Avrupa hep aynı”. Birkaç istisna dışında bu tespite katılıyoruz 😀 Avrupa’nın yaşanılabilirliği, modernliği, o baktıkça daha çok bakasınız gelen sokakları, binaları, parkları çok güzel ama insan bir zaman sonra daha farklı şeyler arıyor hale geliyor. Biz de tam bu sebeple İzlanda’yı kafamıza koymuştuk.
Eğer siz de koca okyanusun ortasında yapayalnız duran bu küçük ada ülkesini merak ediyorsanız İzlanda yazı dizimizi kaçırmayın. Şu anda okuduğunuz yazıyı, biraz ülkeyi tanıtmak ve biraz da öğrendiğimiz bazı ilginç şeyleri sizlerle paylaşmak için yazdık. İlerleyen günlerde İzlanda’ya nasıl giderim, nerede kalırım, ne yer ne içerim, minik cep dostu tavsiyelerden tutun, çok kimsenin gitmediği kıyıda köşede kalmış balıkçı kasabalarına, tesadüfen girdiğimiz ve büyüleyici manzaraları olan dağ yollarına kadar her şeyi sizle paylaşıyor olacağız.
İzlanda nerede?
[googlemaps https://www.google.com/maps/d/embed?mid=1jdd7-1yWYOeL1Roho0yYRU9VLWE&w=640&h=480]
İzlanda dedikleri kadar pahalı mı?
Evet 🙁
Dünyanın en pahalı 11. şehri Reykjavik. Ona göre hesabınızı kitabınızı iyi yapın gelin. Fakat biz gerçekten İzlanda defterini mümkün olduğunca ucuza kapattığımızı düşünüyoruz ve ilerleyen yazılarda da bir sürü tavsiye vereceğiz. Gözünüz çok korkmasın.
Gelelim bazı önemli bilgilere. İzlanda para birimi ISK (İzlanda Kronu) yaklaşık olarak 1 euro = 118 ISK, 1 Türk Lirası = 30 ISK (22.04.2017 kurları). Aaa paramız onlara göre değerliymiş, ne güzel diyenleeer yolunuz yol değil, geri dönün 😀 Önemli olan alım gücü 🙁 Hemen birkaç örnek verelim.
Yarım litre şişe su 250 – 300 ISK civarı bu da 8 – 9 TL ediyor. Ama hemen üzülmeyin çünkü aslına bakarsanız İzlanda’da suya hiç para vermeyeceksiniz, çünkü ülkenin her yerinde buzullardan gelen taptaze suyu musluktan bedavaya içebilirsiniz.
Ortalama bir McDonalds menüsü 12 euro, ortalama bir kahve fiyatı da 4 – 6 euro arası değişiyor. Bu arada bira da fazla tuzlu, bir tanesi 8-10 euro.

İzlanda Sokak Kahve

Fikir sahibi olmanız için 🙂

Paranızı havaalanında, Visitor Center’da veya bankalarda bozdurabiliyorsunuz. İnsanlara sorduğumuzda bankaların kurları daha iyidir dediler. Yanınızda euro ya da dolar götürüp onu bozdurun. Euro ilk tercihiniz olsun.
Ama biz ne yaptık? Günlerce erteledik ve sonunda para bozdurmaya karar verdiğimizde Paskalya tatilinden dolayı her yer kapanmıştı. Biz de gidip herhangi bir ATM’den Türk Lirası hesabına bağlı olan Ziraat kartıyla para çektik. (Yurt dışına açık herhangi bir kart işinizi görür, komisyon alma olayları bankadan bankaya değişiyor.) Ayrıca bunu da yapamasanız bile çok korkmanıza gerek yok çünkü büyük yerlerde genelde euro kabul ediyorlar. Ama zarar edersiniz bizden demesi.
Gelelim kredi kartına; her yerde, her şeyde geçerli. Dağ başındaki şelalenin yanındaki tuvalet paralıydı ve kredi kartı geçiyordu, düşünün. Bu arada tuvalet 200 krondu yani 6 TL gibi bir rakam.
Uyarıyoruz elinizde İzlanda kronu kalmasın, ya harcayacağınız kadar çekin, ya çektiğinizi harcayın ya da tekrar euroya çevirin bir şey yapın 😀 Çünkü bu 330.000 kadar nüfuslu ülkenin parasını kolay kolay başka herhangi bir yerde çeviremezsiniz.
Bu arada İzlanda’nın başkenti Reykjavik ve İstanbul’un pahalılık bakımından karşılaştırmasını detaylı incelemek isterseniz buyrun linke:
https://www.numbeo.com/cost-of-living/compare_cities.jsp?country1=Turkey&country2=Iceland&city1=Istanbul&city2=Reykjavik&tracking=getDispatchComparison
İzlanda’ya giderken vize almalı mıyız?
İzlanda’ya giderken kesin İngiltere gibi bol belge toplamalı bir İzlanda vizesi ile uğraşacağım diye düşünenleriniz varsa güzel bir haberim var İzlanda Schengen bölgesinde 🙂 Ama Türkiye’de konsolosluğu yok maalesef. Ee napıcaz biz derseniz sizi hemen Danimarka Konsolosluğu’na alalım çünkü İzlanda için yetkili kurum orası. Eğer tatilinizde ilk durak İzlanda olacaksa bu yöntemi tercih etmenizi öneririm çünkü Schengen vizesi kuralları der ki vizeni nereden aldıysan ilk oraya giriş yapacaksın.(Risk almak serbest başarılı olanlar var.) Korkmayın havaalanı aktarmalarında zaten ilk indiğiniz ülkeye giriş yapmış sayılmıyorsunuz ki İzlanda’ya mecbur aktarmalı gideceksiniz.
Ama diyelim ki 2 ay önce İtalya geziniz için Schengen vizesi almıştınız, İtalya’ya gir-çık yaptınız ve o vizenin dolmasına da daha var. Kafanıza estiği anda İzlanda’ya gidebilirsiniz, hayırlı olsun 😀
Şanslı yeşil kardeşlerim de tüm Schengen ülkelerine olduğu gibi ellerini kollarını sallaya sallaya gidebiliyor, onlara da ayrı hayırlı olsun 😀
İzlanda Avrupa Birliği’nde mi?
Hayır değil, hatta adaylık görüşmelerini başlattıktan sonra üyeliği tamamlamadan adaylıktan vazgeçen ilk ülke kendisi.
İzlanda Dışişleri Bakanı Sveinsson internet sitesine, “İzlanda’nın çıkarları Avrupa Birliği’ne girmeden daha iyi korunuyor” yazmış hatta.
Peki sebebi ne derseniz: balıkçılığı biz mi daha iyi biliyoruz siz mi meselesi 😀 Bu arada biz AB’ye hak veriyoruz, İzlanda cidden birçok yönden kendini beğenmişlik yapıyor, bizim de dikkatimizi çekmedi değil 😀
İzlanda AB üyesi değil ama Schengen bölgesinde ve Avrupa Gümrük Birliği’nde. Bilginize…
http://www.hurriyet.com.tr/izlanda-avrupa-birliginden-vazgecti-28439144
İzlanda’da kuzey ışıkları ne zaman görülür?
Şimdi size bu konuda başkalarının söylemediği bir şey söyleyelim, bu tarih aralığı hikayesi, yok şu aydan sonra göremezsiniz falan filan her şey yalanmış arkadaşlar 😀 Kuzey ışıklarının tarihlerinin çok keskin sınırları yok.
Bazı bloglarda İzlanda’da kuzey ışıklarını görebilmek için Eylül – Mart arasında gitmelisiniz yazdığı için biz İzlanda gezimize büyük bir umutsuzlukla başlamıştık.
Ama daha sonra, bir sonraki İzlanda yazılarımızda bol bol bahsedeceğimiz https://www.re.is yani Reykjavik Excursions’un web sitesinde ‘İzlanda Kuzey Işıkları’ turlarının 15 Nisan’a kadar olduğunu görünce bir heyecanlandık ki sormayın.
Sonuçta adamlar tur yapmış, demek ki ihtimal var dedik. Kişi başı yaklaşık 45 euro bayıldığımız bu turu hemen anlatalım. 22.00 gibi otellerden sizleri toplamaya başlıyorlar ve en sonunda da Reykjavik’ten uzağa, şehir ışıklarının kirlilik yaratamadığı, kimselerin olmadığı topraklara getirip bırakıyorlar 😀 Orada Nisan ayında olmamıza rağmen aşırı soğuk olan havada yaklaşık 2 – 3 saat havaya bakıp kuzey ışıklarını görmeye çalıştık ve saat 02.00 gibi şehre geri döndük. Biz bu turda kuzey ışıklarını gördük görmesine ama 2 – 3 saat içinde toplam 5 dk sürdü sanırım.
Peki bu kuzey ışıklarını görme işi neye göre değişiyor?
Cevabı aşağıdaki web sitesi ve uygulamada gizli. Girip bakıyorsunuz ne zaman, nerede bulut az, kuzey ışıkları görme ihtimali fazla hepsini gösteriyor. Kısacası kuzey ışıklarını görmeniz için bulutsuz bir hava, yapay ışıklardan uzak bir yer (yollar, kırsal alanlar vb.), İzlanda’ya yazın gitmemeniz ve biraz da şans gerekiyor 😀
http://en.vedur.is/
Aurora Forecast App
Sürprizli son: Biz kuzey ışıklarını, asıl Güney İzlanda turunu bitirip akşam 01.00 gibi arabayla Reykjavik’e dönerken saatlerce izleme fırsatı bulduk. Hele şehre girmeden 20 dakika önce bir tane gördük ki yeşilli pembeli dünya güzeli bir şeydi 😀

IMG_2518

Gecenin köründe telefonla çektiğimiz için bu kadar oldu, gerçeği efsaneydi:)

Eğer siz de araba kiralayacaksanız kesinlikle re.is’in turuna para bayılmanıza gerek yok. Biz arabayı son anda kiralayınca çoktan tura parayı ödemiş bulunduk.
Kuzey ışıklarıyla ilgili dikkat edilecek birkaç şey
*Gökyüzüne bakarken ayı arkanıza alın.
*Bazıları saatlerce bozulmadan kalabiliyorken bazıları (bizce en güzelleri) 10-15 sn içinde oluşup kaybolabiliyorlar. Gözünüz hep gökyüzünde olsun.
*Eğer gökyüzünde çok silik de olsa bazı renk değişimleri görüyorsanız, durun ve orada biraz bekleyin. Çünkü genelde böyle başlayıp, yoğunlaşıp tekrar kayboluyorlar.
*Her zaman fotoğraflardaki gibi yeşil, pembe vb olmayabiliyor. Hatta çoğu zaman beyazımsı ışıklar göreceksiniz.
*Gezinizi minimum 5 – 6 gecelik ayarlayın. Çünkü kuzey ışıklarının bir haftalık periyotlar içinde 2 – 3 gün kuvvetli daha sonraki 2 – 3 gün de silik olduğu söyleniyor.
*Arabayla olan yolculuklarınızda kuzey ışıklarını görmek için biraz geç saatlerde dönmeye çalışın, aman dikkatli sürün sorumluluk almıyoruz 😀
İzlanda’da hangi dil konuşuluyor?
İzlandaca 😀 Kendisini kuzeyin Latin’i olarak adlandırsak yanlış olmaz. Konumu itibariyle her yere fazlasıyla uzak bir ada olduğu için başka dillerle çok az etkileşime girmiş İzlandaca. Yani bizim Orta Asya’daki Türkçemizin neredeyse hiç bozulmadan bugünlere geldiğini ve Orhun Yazıtları’nı önümüze koysalar okuyabileceğimizi düşünün. İzlandalılar bugün Orta Çağ’dan kalma Sagaları okuyabiliyorlar. Saga, konularını efsanelerden alan düz yazılara deniyor bu arada.
En çok günümüz Norveççesine benziyor. İngilizce, Almanca ve Felemenkçeyle de aynı dil ailesinden geliyorlar ve duyduğunuz bazı sözcükleri aa bu İngilizcedeki halinin kabası diyerek anlayabiliyorsunuz 😀
Örneğin, dóttir: daughter demek, soyadı mevzusunda kendisinden çok bahsedeceğiz.

indo-european_branches_map.png

Haritada kırmızı ile gösterilen yerler Germanik dillerin konuşulduğu ülkeler

İzlanda Milli Takımı
İzlanda spor dünyasında en popüler olan şey İzlanda Milli Futbol Takımı. 330.000 civarı bir nüfusla İzlanda ,futbolda geçtiğimiz senelerde çok iyi şeyler başardı. 2016 Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek finale kadar yükselip ev sahibi Fransa’ya elendiler. Son 16’da ise İngiltere’yi elemişlerdi ve bu İngiltere maçı nasıl olduysa İzlandalıların akıllarında büyük yer etmiş. Kendileri de sürekli bunun esprisini yapıyorlar zaten. Bir İzlandalıyla bir saat muhabbet ederseniz en az 3 – 4 kez bu maçtan bahseder diyorlar. Bunu takıntı haline getirmeleri ilginç olsa da gerçekten potansiyelini çok iyi kullanan bir takımları var. 2018 Dünya Kupası elemelerinde de bizle aynı gruptalar.
Ülkelerine döndüklerinde halkın onları nasıl karşıladığını görmelisiniz. Video linkte 🙂
https://www.youtube.com/watch?v=mav2kkvakGY
İzlanda’da herkes birbirini tanıyor diyorlar…
İzlanda’ya gitmeden önce okuduğumuz yazılarda İzlanda’da neredeyse herkes birbirini tanır demişlerdi. Biz de gittik, gördük, onaylıyoruz. İzlanda’da 330.000 kişi yaşıyor. Üstüne üstlük bu nüfus ülke topraklarının sadece %25’inde yaşıyor. Geri kalan topraklarda da işte volkanlar, lavlar, buzullar, durduk yere havaya kaynar su fışkırtan gayzerler, bataklıklar falan var 😀 Başkent Reykjavik’te ise sadece 120.000 kişi yaşıyor. (Beşiktaş’ın nüfusundan az ;)) Hal böyle olunca neredeyse herkesin birbirini tanıması şaşılacak bir durum olmuyor.
Ayrıca insanlar birbirine Avrupa’daki bazı kasıntı ülkelerin ve Amerika’nın aksine soyadlarıyla değil ilk isimleriyle hitap ediyorlar.
Blogda atlar hakkında yazı yazacağımız aklımıza gelmezdi 😀
Bu bölüme lütfen dikkat 😀 Daha önce hiçbir yurt dışı gezimizde hayvanlara bu kadar dikkat etmemiştik, özellikle de atlara. Doğu Karadeniz’in yüz ölçümünden küçük bir ülkede nasıl bu kadar çok at olabilir biz anlamadık. 70.000 civarı at varmış bu ülkede. Öncelikle saf bir ırk ve soğuk havalara çok dayanıklılar (İzlanda’da yaşamak için bu özellik birinci şart zaten) Bu atları 1100 yıl kadar önce Norveç’ten gelen Vikingler getirdi deniliyor. Normal atlara göre biraz daha küçükler ve çok şekerler. İzlanda’dan dışarı çıkarılmaları yasak ve aynı zamanda İzlanda’ya başka ülkelerden at getirilmesi de yasak. Çünkü ırkın saflığının bozulmasını istemiyorlar.
IMG_3613.JPG
İzlanda’nın ordusu yok!
Evet doğru duydunuz, İzlanda’nın ne ordusu ne de sivrisineği var 😀 Bunu yazmayı unutmayalım diye bu cümleye koyuverdik. E peki kendini nasıl savunacak herhangi bir savaş durumunda derseniz, hemen açın haritaya bakın, stratejik konumunun inanılmaz olduğunu göreceksiniz. Stratejik konum deyince NATO zıplamış tabi bu adacığın üstüne.
İzlanda yakında yenilenebilir enerjiden başka bir şey kullanmayacak 🙂
Bir ülke düşünün kullanılan enerjinin %70’ini hidroelektrik santrallerinden %20’sini de jeotermal kaynaklardan üretiyor olsun.
Jeotermal kaynakların yarısına yakını evlerin ısınmasına harcanıyor. Düşünün ki başkentteki evlerin tamamına yakını bedavaya ısınıyor. Hatta Free Walking Tour rehberimiz İzlanda’da kaloriferleri sonuna kadar açıp, hem hava alsın hem de sıcak kalsın mantığıyla pencereleri de açtıklarını söyledi.
Bu arada bu sıcak suyla duş alabiliyorsunuz, tek sıkıntı sülfürden dolayı çürük yumurta gibi kokması ve saçları cidden yıpratması. Aman bol bol saç kremi kullanın. Ama her ne kadar saçları yıpratıyor olsa da cilde çok iyi geliyor. Baya baya pürüzsüzleştiriyor. Merak etmeyin duştan sonra siz kokmuyorsunuz ahahah 😀
Ayrıca bu kaynaklar sayesinde çok soğuk bir iklime sahip olmasına rağmen seralar sayesinde bazı meyve – sebzeleri her mevsim rahatça yetiştiriyorlar. Çünkü seraların her yerini saran su borularından bu sıcak sular geçiyor ve içerisi her daim bedavaya ısınıyor.

IMG_3408

Reykjavik yakınlarında bir domates serası

Bazı küçük İzlanda bilgileri
*İşsizlik oranı çok düşük %2-3 kadar, bu oran ülkemizde %12-13.
*Devlet üniversiteleri parasız, sadece kaydolurken belli bir ücret ödüyorsunuz. Hatta bu nedenle 50 – 60 yaşındaki insanlar tekrar üniversite okuyayım bari diyerekten üniversiteye başlıyorlarmış 😀 Üniversitede okuyan insanların ortalama yaşlarına bakılırsa İzlanda birinciymiş.
*İzlanda’da soyadları şu şekilde. Kadınlar soyad olarak babalarının adına dóttir eklenmiş halini alıyor, erkekler de son eklenmiş halini oluyor. Örnek verelim, İrem Erdemdóttir ve Buğra Ömerson. Fark ettiniz değil mi İngilizce’ye çok benzeyen İzlandaca kelimelerden bazıları bunlar: daughter = dottir, son = son. Kısaca anne babanızla ve aynı soyada sahip değilsiniz. Bu arada bazı durumlarda annenizin adını da soyadınızda kullanabiliyorsunuz.
*Ülkede evler 1-2 katlı, müstakil ve hepsi de birbirinden güzel renklere boyanmışlar. Hani bizim kafamızda biri müstakil ve bahçeli bir evde yaşıyorsa zengindir algısı vardır. Biz de ilk günlerde şimdi bunların hepsi mi zengin, noluyor ya olmuştuk. Bir bakıma evet doğru, bize göre zenginler ama bir bakıma da nüfus az, boş arazi çok ve deprem riski yüksek yani apartman yapmamaları çok mantıklı.
*İzlanda’da 11.000’e yakın Polonyalı göçmen varmış. Ülke nüfusunun %3,3ü Polonyalı yani 😀
*İzlanda gerçekten çok güvenli bir ülke. Zaten ülke nüfusu 330.000. Ülkeye ulaşabilmek ayrı dert, sorun çıkaracak insanın burada işi ne…
*Polisler silah taşımıyor. https://www.instagram.com/logreglan/ Boş geçen fazlaca zamanları olduğundan da takipçi kasıyorlar 😀
*Bazı bölgelerinde bitki örtüsü bildiğimiz saman. Kilometrelerce saman öbekleri…

18051915_10212589632831350_1165493908_n

Saman…

Cinsiyet Eşitliği
İzlanda’da Ekim 2016’da binlerce kadın saat 14:38’de işlerini bırakıp cinsiyetler arası ücret eşitsizliğini protesto etmeye gitmiş. Neden 14.38? Çünkü hesapladıklarında, kadınların erkeklerle karşılaştırıldığında 14:38’den sonraki mesai saatlerini bedavaya çalıştığını görmüşler.
İzlanda hükümeti de buna kayıtsız kalmayarak, hem kamu hem de özel sektördeki işverenlerden cinsiyet, cinsel eğilim ya da milliyete bakılmaksızın eşit işe eşit ücret ödemelerini bir sertifikayla kanıtlamalarını zorunlu kılan bir yasa tasarısı hazırlamış. Aslına bakarsanız bizim de anayasamızda eşit işe eşit maaş verilmesini zorunlu tutan bir madde var. Fakat İzlanda’nın yaptığı millet bu yasaya gerçekten uyuyor mu onu kontrol edecek olmak. Yani çok daha somut bir adım.
Bildiğiniz gibi bu sorun dünya genelinde ve özellikle cinsiyetler arasında var. Aynı işi aynı zamanda yapan insanlara aynı maaşı vermek gerçekten bu kadar zor ve kafa karıştırıcı mı?
Örnek alınması gereken yasalardan biri daha gelsin. Doğum sonrası 3 ay anneye, 3 ay babaya ve 3 ay da ikisine birlikte izin veriliyor. Çocuk hem annenin hem babanın olduğu için yine neden bütün ülkelerde böyle değil sorusu akıllara geliyor. (Fark ettiyseniz ilk 6 ay anne sütü olayını anneye tam 6 ay izin vererek dikkat etmişler. )
İzlanda hem cinsiyet eşitliği konusunda hem de LGBT hakları bakımından bizim hayal edemeyeceğimiz kadar ilerimizde bir yerlerde. Düşünün ki şu anki kadın başbakanları, seçimlerden önce eşcinsel olduğunu açıklıyor ve rakipleri bunu kullanarak herhangi saçma sapan bir siyaset yapma girişiminde bulunmuyor. Aynı bizim siyasetçilerimiz gibi 🙂
Başbakanları hakkında daha fazla bilgi için linke buyrun.
https://tr.wikipedia.org/wiki/J%C3%B3hanna_Sigur%C3%B0ard%C3%B3ttir
Ekleyelim, cinsiyet eşitliğinde 1. ülke kendisi.
İzlanda’ya biraz gıcık olduk…
Hep İzlanda’yı öv öv nereye kadar değil mi 😀
Şehirleşmenin olduğu her yerde ve insanların davranışlarında Amerikan etkisini sezebilirsiniz. Çok fazla lokalle derin muhabbetlere girmemiş olsak da günlük işlerimizi hallederken gözlemlediğimiz kadarıyla konuşuyoruz. Birazcık kendini beğenmişlik ve gıcık cevap verme gibi huylar sezmedik değil… (Genelleme yapmıyoruz elbette ve bu sadece bizim görüşümüz.)

Coins

Son cümle biraz itici olmuş sanki…

Ülke baştan aşağı bir film seti gibi…
İzlanda her şeyinden çok kendine özgü, öyle başka yerlerde göremeyeceğiniz doğal güzellikleriyle ön plana çıkıyor. Ülke baştan aşağı bir film seti gibi. Bu sadece bizim hayal gücümüz değil, İzlanda’da çekilmiş pek çok film ve dizi var. Batman Begins, Game of Thrones (GoT severler için, İzlanda Duvar’ın kuzeyi oluyor), Interstellar gibi oldukça popüler filmlerin/dizilerin bazı sahneleri İzlanda’da çekilmiş. Hatta İzlanda Turizm Ofisi film setlerinin olduğu noktaları gösteren bir harita paylaşmış bile 😀
http://icelandmonitor.mbl.is/news/culture_and_living/2016/05/18/interactive_map_shows_iceland_s_most_famous_film_lo/
885130
Gerçekten de durum böyle. Birçok volkanik dağ ve bunların oluşturduğu, üzerinde hiçbir şey olmayan uçsuz bucaksız lav arazileri; hemen yanlarında buzullar; her yerde karşınıza çıkan göller, nehirler, şelaleler; sürekli değişen hava ve kuzey ışıkları… İzlanda’da gezerken kendimizi pek çok kez rüyadaymış gibi hissettik. Sizle daha sonra paylaşacağımız Güney İzlanda rotamızın incisi Jökulsárlón buzul gölüne gittiğimizde ise gerçekten aynı anda birbirimize bakıp rüyada mıyız diye düşündük. Hiç alışılmadık sahnelerle karşılaşıyorsunuz.

İzlanda Lav Arazi Yolu

Lav Arazisinin Ortasında Bir Yol

Yine GoT hayranlarına sesleniyoruz, bu buzul ve lav birlikteliği aklımıza hemen Buz ve Ateşin Şarkısı’nı (Song of Ice and Fire) getirdi ve dedik ki burası GoT için yaratılmış gibi. Biraz gerçekliğe dönersek İzlanda’daki bu farklı manzaralar tabi ki İzlanda’nın çok kuzeyde ve iki kıta levhasının birleştiği noktada bulunmasıyla alakalı. Ama aynı zamanda ülkede çok çok az sayıda ağaç olması da insanı o hep aklımıza yerleşmiş olan doğa = yeşil algısının dışına çıkarıyor ve bizce etkileyici olmasının en büyük sebeplerinden biri bu. Çok farklı renklerle karşılaşıyorsunuz. Turuncu, siyah topraklar, masmavi buzullar, her şelalede bir veya iki gökkuşağı, gökyüzünde yeşil ışıklar… Ayrıca İzlandalıların hiç de ülkeyi yeşillendirelim, haydi ağaç dikelim gibi bir niyetleri yok. Tam tersine bu ağaçsız doğal örtünün çoğunlukla doğayı daha bir ortaya çıkardığını düşünüyorlar, doğrudur efendim (ağaçları seviyoruz, yanlış anlaşılma olmasın).
Tabi ki bu güzellikte İzlanda insanının da payı büyük. Doğayı korumak adeta bir yaşam biçimine dönüşmüş. Bu konu da İzlanda insanının artık düşünerek yapmadığı, Avrupa insanının çok önünde olduğu bir konu. Blue Lagoon dışında hiçbir doğal güzelliğin etrafı otellerle yollarla çevrili değil. Daha sonra ayrıntılı anlatacağımız İzlanda yolları çoğunlukla birer şerit git gelden oluşuyor, herhangi bir nehrin üzerinden geçerken ise tek şeritli köprüler kullanıyorlar. Jeotermal enerji cayır cayır, evlerde jeotermal sular akıyor, ülke doğayla iç içe yaşamaya çok alışık. Bizim gibi güneyden gelen insanlar bu doğaya anında aşık olduğu için İzlandalılara bir teşekkür borçluyuz.  
Şimdiiii İzlandalılar Viking oluyor değil mi?
Biz açıkçası İzlanda’ya gitmeden önce fazlasıyla Viking havası bekliyorduk ve Vikings izleyicileri olarak da Viking sempatimiz oldukça fazlaydı. Hatta 2008’de yaşanan mali krizden sonra insanların köklerimize dönelim, içimize kapanalım kafasına girdiğini de biliyorduk. Ancak gördük ki hem hayatın içinde hem de tarihsel anlamda İzlanda’da beklediğimiz kadar Viking etkisi yok. Bu bakış kuzeyli görünüşleriyle ve biraz da turist çekme çabalarıyla alakalı diye düşünüyoruz. Çünkü Vikinglerin sadece sahil şehirlerini yağmalayan korsanlar olduklarını söylüyorlar. Kendileri ise uzun yıllar tarımla uğraşmış çiftçi bir toplum. Eğer tam olarak köklerinden bahsetmemiz gerekirse de %60 İrlanda ve İskoçya diyebiliriz. Bunun nedeni de Vikinglerin bu ülkelerden insanları İzlanda’ya getirip köle olarak kullanmaları.
Ancak tarih Norveçli bir Viking olan Ingólfur Arnarsson ve ailesinin adaya ilk yerleşen insanlar olduğu konusunda hemfikir. Yani tabi ki İzlandalıların gen havuzunda Vikingler de var.
Ülkede daha çok Danimarka, Norveç ve Amerika etkisi söz konusu ve zaten bağımsızlıklarını kazanmadan önce uzun bir süre önce Norveç, sonra da Danimarka’ya bağlı yaşamışlar. Ancak bağımsızlıklarını kazandıktan sonra da soğuk savaş döneminde, İzlanda nüfusuna oranla gerçekten büyük bir Amerikan ordusu 50 yılı aşkın bir süre İzlanda’da kalmış ve ne yazık ki bu yüzden Viking kültüründen çok Amerikan kültürü hakim olmuş ülkede. Durum böyle olunca Vikingler oley diye gidenleri uyarıyoruz, gift shoplardaki Viking tişörtleri ve oyuncaklarından fazla pek bir şey bulamayacaksınız.
Bir dahaki yazılarımızda gezinin çok daha derinlerine iniyor olacağız. Bu yazı dizisinden sonra İzlanda sizin için çok daha ulaşılabilir olacak ve para biriktirmeye, planlar yapmaya başlayacaksınız, buna eminiz 🙂