Küçük Prens’in Evinde Bir Erasmus: Lyon

2019-02-27T12:00:09+00:00

Erasmus’a Lyon’a gittim, lisede Fransızca eğitim aldığım için dilin bilimsel kavramlarına da hakimdim. Ayrıca, 1 dönem boyunca alıştığın rahatlık alanından uzaklaşıp kültürünü, insanını bilmediğin bir yere gitmenin kendine çok güzel bir meydan okuma olduğunu düşündüm. Bugüne kadar yaşadığım yerde alıştığım her şeyi başka bir yer için öğrenmek durumunda olmak, bunları yaşarken gerçekten tek başına olmak insanı çok geliştiriyor bence. Ayrıca Boğaziçi’nin tüm yoğunluğuna güzel ve görece boş bir dönemle mola vermek fikri hoşuma gitti.

Küçük Prens’in Evinde Bir Erasmus: Lyon2019-02-27T12:00:09+00:00

Dünya Siyasetinin Kalbi Washington’da Exchange

2019-02-18T22:33:03+00:00

Tercih yaparken en önemli kriterim gideceğim yerin daha önce hiç görmediğim bir ülke ve hiç tanımadığım bir kültüre sahip olmasıydı. Amerika’da altı ay yaşamak benim için yepyeni bir maceraya atılmaktı. Açıkçası kendi sınırlarımı zorlamak ve neler yapabileceğimi görmek istiyordum. Şu an Amerika’nın başkenti olan Washington DC’deyim. Washington her zaman canınız ne yapmak isterse anında bulabileceğiniz ve asla sıkılmayacağınız bir şehir. Sinema, tiyatro, konser, etkinlik, parti, eğlence, müze, sergi… Aklınıza ne geliyorsa hepsini bulabilirsiniz. Benim için en büyük artısı hem İstanbul kadar hareketli olup hem de çok düzenli bir şehir olması. İstanbul’da doğmuş biri olarak artık şehrin kalabalığından, trafiğinden, kargaşasından bıkmıştım. Burası benim için tam olarak hayatımı düzene sokabildiğim ve istediğim gibi yaşayabildiğim yer oldu. Trafik yok, kargaşa yok ve başkent olması sayesinde burada yaşayan halk Amerika’nın diğer şehirlerine kıyasla çok daha elit. Benim için Washington tam anlamıyla hayalini kurduğum yer oldu. Hem eğlenceli hem de düzenli.

Dünya Siyasetinin Kalbi Washington’da Exchange2019-02-18T22:33:03+00:00

Avrupa’nın Başkenti Brüksel’de Erasmus

2019-02-18T22:33:12+00:00

Şu an Brüksel’deyim. Brüksel gerçekten kozmopolit bir şehir. Genel olarak ben Brüksel’i beğendim ama ne yalan söyleyeyim vaov ne kadar güzel şehir diye de hayran kalmadım. Brüksel’de çok fazla Türk yaşıyor ve nedense ben konuşmadan benim Türk olduğumu anlıyorlar. Türklerden kaçmak imkansız ama siz yine de Türklere bağlı kalmayın çünkü Erasmus’un en önemli yanı farklı kültürlerden arkadaşlar edinmek. Bunların dışında şehirde yaşam İstanbul’a kıyasla daha kolay. Stresli ve tempolu İstanbul hayatından uzaklaştırıyor sizi.

Avrupa’nın Başkenti Brüksel’de Erasmus2019-02-18T22:33:12+00:00

Farklılıkların Zenginlik Olduğu Şehir Toronto’da Exchange

2019-02-18T22:30:17+00:00

Toronto’nun kültürünü onu meydana getiren farklı milletler ve insanlar oluşturuyor. Bu açıdan Türkiye’ye benzer diye düşünüyorsunuz ama aslında öyle değil. Biz yıllar önce bu coğrafyada komşu olmuş birçok kültür barındırıyoruz ama bu kültürler öyle kökleşmiş, gelenekselleşmiş ve ‘güncellenmemiş’ ki bugünle bağlantısını görmek çok zor bu çok kültürlülüğün. Onlar ise bu zenginliğin farkında olarak çeşitliliklerini sürekli kutluyorlar; yenilikten, değişiklikten hiç korkmuyor aksine kollarını açmış farklılıkları kucaklamak için bekliyorlar. Kimse kimsenin kendine benzemesini beklemiyor; insanlar bunun imkansızlığının bilincinde başlıyorlar hayata ve bununla hep gurur duyuyorlar. (Ben de onlarla gurur duyuyorum <3)

Farklılıkların Zenginlik Olduğu Şehir Toronto’da Exchange2019-02-18T22:30:17+00:00

Huzurlu, Mutlu ve Bol Rüzgarlı Bir Erasmus İçin: Zaragoza

2019-02-18T22:32:40+00:00

Az nüfuslu şehirlere ön yargım vardı, "Köy gibidir orası ya, yapabilir miyim" gibisinden, bi geldim Zaragoza'ya, hiçbir olumsuz kısmını görmedim. Her yere yürüyerek gidebiliyorum, ulaşım rahat, insanlar güleç, stresli insan yok sokakta. Tamam iş çıkış saatlerinde tramvay biraz dolu oluyor, Casco denilen "barlar sokağı" mantığında kurulan bölgede hafta sonu sabaha kadar insan eksik olmuyor ama bunlar da tatlı kısımları. İstanbul'da metrobüs görmüş insan için onlar hava cıva. Havası sıkıntılı sadece Zaragoza'nın. İki dağın arasında kalan bir şehir olduğu için, bol bol rüzgar alıyor. "Donuyorum Alberto, üşüyoruz reis" tarzı yakındığım arkadaşım bana "Şu an hava yazdan kalma, sen kışın ne yapacaksın" demişti. Rüzgar olmasa sımsıcak şehir Zaragoza. Öğrencisi bol, güleç insanı bol, dönercisi bol, huzuru bol, insanı az...

Huzurlu, Mutlu ve Bol Rüzgarlı Bir Erasmus İçin: Zaragoza2019-02-18T22:32:40+00:00

Teknolojinin Başkenti Tokyo'da Exchange

2019-02-18T22:33:25+00:00

Zaten Japonca öğrendiğim için Japoncamı geliştirmem açısından daha iyi oldu, ayrıca Avrupa’ya gitmek için önümde daha çok fırsat olduğunu düşünüyorum, istediğim an ucuza bir bilet bulup gidebilirim. Ama Japonya’ya gelme şansı hayatta bir kere karşısına çıkıyor insanın, hele ki Japonya gibi kilometrelerce uzak bir ülkede yaşamak, bir yıl öğrenci olmak hayal gücümün bile ötesinde bir şeydi.

Teknolojinin Başkenti Tokyo'da Exchange2019-02-18T22:33:25+00:00

Nostaljinin Başkenti Paris'te Erasmus

2019-02-18T22:33:30+00:00

Paris <3 Çoğu insanın aksine ben Paris Sendromu'na yakalanmadım. Şehir tam beklediğim gibi. Fazlasıyla nostaljik, huzur dolu ve insanı yakalayan türden. Tarihi bir şehir zaten. Yapabileceğiniz ve tecrübe edebileceğiniz sınırsız imkanlar var. Hiçbir şey yapmasanız bile "flâneur" olup amaçsızca şehir boyunca dolaşıp ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.

Nostaljinin Başkenti Paris'te Erasmus2019-02-18T22:33:30+00:00
Load More Posts
Biliyorum blogumu sevdin...
O zaman yeni yazılarımı kaçırma :)
Gönder gelsin Irem!
Yok almayayım...
close-link