Önce seni tanıyalım.
Merhabalar, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü 3. Sınıf öğrencisiyim.Neden
Exchange’e gitmek istedin?
Tercih yaparken en önemli kriterim gideceğim yerin daha önce hiç görmediğim bir ülke ve hiç tanımadığım bir kültüre sahip olmasıydı. Amerika’da altı ay yaşamak benim için yepyeni bir maceraya atılmaktı. Açıkçası kendi sınırlarımı zorlamak ve neler yapabileceğimi görmek istiyordum. Evinden çok uzakta, hiç tanımadığın bir ülkede tek başına kendi ayaklarının üstünde durabilmenin bundan sonraki hayatımda beni çok değiştireceğini ve olgunlaştıracağını düşünüyorum.
Neden Erasmus değil de Exchange?
Üniversiteye başladığımdan beri Avrupa Endüstri Mühendisliği Öğrencileri Topluluğu olan ESTIEM’de uzun süre aktif görev aldım. Bu sayede onlarca Avrupa ülkesini ziyaret etme ve gittiğim ülkelerdeki öğrenci hayatını yakından deneyimleme fırsatım oldu. Eğer herhangi bir Avrupa ülkesine Erasmus’a gitseydim benim için çok değişik bir şey olmayacaktı. Bu yüzden hiç alışkın olmadığım bir yere gitmek istedim.
Tercih listeni neye göre yaptın? Okulun eğitim kalitesi mi şehir/ülke mi yoksa ekonomik nedenler mi seni daha çok etkiledi?
Şunu söylemeliyim ki kendi bölümümün akademik programı çok esnek olmadığı için burada aldığım dersleri saydıramayacağımı biliyordum. O yüzden de tercihlerimi öncelikli olarak şehrin güzelliği/merkezi oluşu ve diğer şehirlere ulaşımın kolay olup olmamasına göre yaptım. Ben akademik hayattan çok gezmeye önem verdiğim için ulaşım hatlarının merkezinde olmak çok büyük kolaylık sağlıyor. Örneğin Washington başkent olduğu için Amerika’daki diğer şehirlere en uygun ve direkt uçuşları kolaylıkla bulabiliyorum. Ama eğer önceliğiniz akademik hayat ise o zaman çok merkezi bir yerde olmasanız da olur, zaten bütün döneminiz ödevler ve sınavlar ile geçeceği için gezme işini dönemin sonunda okulunuzu bitirdikten sonra yapabilirsiniz.
Exchange’e gitmeden önce ve gittikten sonra ne gibi zorluklar yaşadın?
En büyük zorluğu gitmeden önce yaşadım diyebilirim. Çünkü bir sürü evrak ve vize işiyle uğraşmanız gerekiyor ve eğer Spring döneminde gidecekseniz bu işler Ekim-Kasım-Aralık aylarında halledilmesi gerekiyor. Yani tam olarak burada okulunuzun en yoğun olduğu dönem. Zaten okulda sınavlar ödevlerle boğuşurken bir yandan da evrak peşinde koşturunca ister istemez zorlanıyorsunuz. Ama eğer Fall döneminde gidecekseniz endişelenmenize gerek yok, evrak ve vize işlerinizi yaz tatilinde rahatlıkla halledebilirsiniz.
3 kelimeyle kendi Exchange’ini tanımlar mısın?
Oh Noo!, Red Cup, Where is Hans? (sürekli ortadan kaybolan bir arkadaşımız)
Şu anda hangi şehirdesin? Bize birazcık artılarıyla eksileriyle şehrini anlatsana.
Şu an Amerika’nın başkenti olan Washington DC’deyim. Özellikle DC diye belirttim çünkü Amerika’da ayrıca Washington adında başka bir eyalet de var. Tercih yaparken okulunuzun tam olarak nerede olduğuna dikkat etmeniz gerekiyor.
Buraya gelmeden önce çevremden Washington başkent sonuçta biraz sıkıcı olabilir gibi duyumlar almıştım. Hiç alakası yok 🙂 Washington her zaman canınız ne yapmak isterse anında bulabileceğiniz ve asla sıkılmayacağınız bir şehir. Sinema, tiyatro, konser, etkinlik, parti, eğlence, müze, sergi… Aklınıza ne geliyorsa hepsini bulabilirsiniz. Benim için en büyük artısı hem İstanbul kadar hareketli olup hem de çok düzenli bir şehir olması. İstanbul’da doğmuş biri olarak artık şehrin kalabalığından, trafiğinden, kargaşasından bıkmıştım. Burası benim için tam olarak hayatımı düzene sokabildiğim ve istediğim gibi yaşayabildiğim yer oldu. Trafik yok, kargaşa yok ve başkent olması sayesinde burada yaşayan halk Amerika’nın diğer şehirlerine kıyasla çok daha elit. Benim için Washington tam anlamıyla hayalini kurduğum yer oldu. Hem eğlenceli hem de düzenli.
Eksilerini düşüneyim dedim ama bence tek eksisi büyük şehir olması ve refah seviyesinin yüksek olması sebebiyle diğer şehirlere kıyasla pahalı olması. Ama hangi büyük şehire giderseniz gidin her zaman çok daha pahalı olacaktır. Bunun dışında herhangi bir eksi göremiyorum açıkçası.
Washington’ın kültürü nasıl? Sence farklılıklarımız ve benzerliklerimiz neler?
Öncelikle Avrupalılara göre çok daha sıcak ve samimiler. Hiç sözlerini esirgemeyen insanlar. Ne düşünüyorlarsa pat diye söylüyorlar. Sokakta yürürken pek çok insandan kıyafetlerimle ilgili iltifat aldığımı bilirim. Sizi tanımalarına gerek yok, üstünüzdeki montu çok mu beğendiler hiçbir art niyet olmadan direkt söylüyorlar. Aynı şekilde kötüyü de bu netlikle ifade ediyorlar. Bir şey yanlış ise lafı dolandırmadan direkt söylüyorlar. Bizdeki gibi aman ne düşünür benim hakkımda diye endişelenmiyorlar. Bu netliklerini ve medeni cesaretlerini çok takdir ediyorum. Fark ettiğim bir diğer şey ise buradaki insanlar biraz daha bireysel, herkes kendi hayatının koşuşturmacasında kimse sizin hayatınızla pek ilgilenmiyor.

Bahar aylarında Jefferson Memorial

Bahar aylarında Jefferson Memorial

Türkiye’de nerede yaşıyorsun? Bu şehirle Washington’ın farkları neler? Bu farklar hayatını nasıl etkiledi?
Türkiye’de İstanbul’da yaşıyorum. Tek farkı Washington’ın çok daha düzenli, stressiz, karmaşasız olması diyebilirim. Onun dışında sosyal hayat çok benzer.
İlerde Washington’da yaşamak ister misin? Örneğin Master yapmak ya da çalışmak için geri dönmek gibi bi planın var mı?
Buraya gelmeden önce hiç öyle bir düşüncem yoktu ama buraya gelince şimdi neden olmasın diyorum.
Washington’da hangi üniversitenin hangi kampüsündesin?
American University’deyim. Okulun zaten DC’de tek bir kampüsü bulunuyor o da Tenleytown’da. Kampüsü bizim Güney kampüsümüze çok benziyor. Ortada çimenlik bir alan ve etrafında binalar şeklinde.
Üniversite eğitim ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde mi oluyor yosa dersler blok şeklinde mi?
İlkbahar ve sonbahar dönemlerinde, yine bizim sistemimiz gibi. Sadece onlarda her iki dönem de bize göre 3 hafta kadar erken açılıp/kapanıyor.

American University

American University

Dersler zorluyor mu? Sence eğitim sistemi nasıl?
Benim çok derslerle aram olmadığı için çok kesin bilgiler veremeyeceğim ama arkadaşlarımın tecrübelerinden edindiğim bilgilere göre ders içerikleri Türkiye’ye göre daha kolay ancak eğitim sistemi daha çok öğrenci performansına dayalı. Yani bizdeki gibi bütün dersi hoca anlatır sonrasında sınav yapar mantığından çok hocalar sınav yerine ödev, grup projesi, paper gibi şeyler vermeyi tercih ediyor. Pek çok dersin sınavı olmuyor ya da olsa bile toplam notunuzu çok az etkiliyor. Eğer sınav stresi yaşayan biriyseniz bu sizin için çok daha avantajlı olabilir. Düzenli olarak ödevlerini yapan bir öğrencisiyseniz ve sürekli ödev yapmak sizi yormuyorsa kolaylıkla derslerinizi geçebilirsiniz.
Exchange öğrencileri ve yerli öğrenciler aynı sınıflarda mı eğitim görüyor?
Evet, bu konuda herhangi bir ayrım yok.
Türkiye’deki okulun kaç tane ders almanı zorunlu tuttu? Her biri kaç ECTS genelde?
Türkiye’deki okulum 30 ECTS almayı zorunlu tuttu. Bu da yaklaşık 5-6 ders ediyor her biri 5-6 ECTS.
Haftada kaç saat dersin var? Ödevler, sınavlar yoğun mu? Yoklama çok önemli mi?
1 kredilik sanat ve spor derslerim dışında 3 tane normal ders alıyorum. Az ders aldığım için ödevlerim, sınavlarım çok yoğun olmuyor. Ancak burada normal dönemini okuyan arkadaşlarımın benden çok daha yoğun olduklarını biliyorum. Yoklama dersten derse değişiyor ama genellikle burada hocalar öğrencilerinin derse devam edip etmediğini önemsiyor. Örneğin Türkiye’de hoca yoklama alır ve gelmezseniz yok yazılırsınız sadece. Ama burada hocanız sizi derste görmediğinde neden derse devam etmediğinizi, bir sorununuzun olup olmadığını soruyor. Bu açıdan Türkiye’deki hocalardan çok daha ilgili ve özverili olduklarını söyleyebilirim.
Evde mi yurtta mı kalıyorsun? Artıları eksilerinden bahseder misin?
Evde kalıyorum. Ben kesinlikle eve çıkmayı tavsiye ederim. Hem fiyat açısından çok daha uygun hem de yurdun kısıtlayıcı kuralları yok (yurtta alkol alamama, misafir sorunu vb.) ayrıca evinizde çok daha rahat yemek yapıp harcamalarınızı kısabilirsiniz. Evin en büyük artısı bence en ucuz yurtta bile kalacak olsanız yurttan çok daha ucuza gelmesi. Çünkü Amerika’daki okullar özel olduğu için bir nevi öğrencinin üzerinden para kazanma olayı var ve bu yüzden de sundukları her hizmet için ederinden çok daha fazla para talep ediyorlar. Kendimden örnek verecek olursam okulumdaki en uygun yurt 3 kişilik oda için aylık 900 dolar gibi bir şeydi. Bir de yurtta kaldığınız zaman “meal plan” denilen yemekhane öğünlerinden almanız zorunlu tutuluyordu. En ucuz meal plan 50 öğün için 600 dolar civarı bir şeydi. Bu da öğün başına 12-13 dolara denk geliyor ki kampüs içinde veya dışında herhangi bir restorana da gitseniz aynı fiyata yemeniz mümkün. Eğer yurtta kalsaydım toplamda bana aylık 1100 dolar civarında maliyeti olacaktı. Ben facebooktaki gruplar sayesinde gayet merkezde bir ev buldum. Odada 2 kişi kalıyoruz ve faturalarım dahil aylık 640 dolar ödüyorum. Neredeyse yurt maliyetinin yarısı ediyor. Ayrıca yemek yapmayı sevdiğim için kendi yemeğimi kendim yapıyorum ve çok daha ucuza geliyor. Yurtta kalan arkadaşlarımdan gözlemlediğim kadarıyla yurtlarda yemek yapmak için pek imkanları olmuyor ve bu yüzden ya yukarıda bahsettiğim yemekhanede ya da restoranlarda yiyorlar. Bu da çok daha maliyetli oluyor tabi.
Evde kalmanın en büyük eksisi bence ev bulma sürecinde evin konumunu ve kalacağınız insanları iyi seçmeniz. Tasarruf yapacağım diye kötü bir mahallede ya da anlaşamayacağınız insanlarla kalmanız size çok büyük sorunlar çıkartır. O yüzden çok iyi araştırmanız gerekiyor. Ben bu konuda çok şanslıydım ev arkadaşlarım çok tatlı insanlar ve evin ortak kullanımıyla alakalı hiç sıkıntı yaşamadık.
Üniversiteye yakın bir yerde konaklamak mı şehir merkezinde konaklamak mı daha iyi? Öğrencilerin yoğun olduğu özel bir bölge vb var mı?
Bu önceliklerinize göre değişir. Eğer temel önceliğiniz dersleriniz ise okula yakın yerlerde kalmak size okula gitmek konusunda zaman kazandırabilir ve çok daha rahat edebilirsiniz. Ama sosyal hayatına önem veren biriyseniz ve zamanınızın çocuğunu şehrin popüler yerlerinde geçiriyorsanız o zaman merkezi yerlerde kalmanızı öneririm. Benim okulum şehir merkezine uzakta ancak ben çok fazla dersim olmadığı ve daha çok gezmeye önem verdiğim için merkezde ev tuttum ve çok rahat ettim. Okulum evimden metroyla 4 durak sürüyor ve bu da İstanbul’la kıyaslandığında hiçbir şey… Öğrenciler genellikle okulun bulunduğu Tenleytown civarında okula yakın yerlerde oturuyor. Ama okul merkeze uzak olduğu için bu alanlar geceleri geç saatlerde pek tekin olmuyor. Şu zamana kadar bir olay yaşamadık ancak genel olarak böyle bir algı var.
Ev tutmak isteyenlere önerebileceğin bir bölge var mı? Ev arıyorsak hangi sitelere, facebook gruplarına vb bakmalıyız?
Okulunuzun konumuna göre hem okulunuza aşırı uzak olmayacak hem de sosyal hayata yakın yerleri tercih edebilirsiniz. Ben Dupond Circle’da kalıyorum ve çok memnunum. Çevresi çok nezih ve her yere ulaşım çok kolay. Hemen aşağıya Washington’da ev arayabileceğiniz facebook gruplarının linklerini yazıyorum.
Washington D.C. Housing, Rooms, Apartments, Sublets : https://www.facebook.com/groups/1468086266815937/
Housing and Sublet AU : https://www.facebook.com/groups/1568098050087120/?ref=group_browse_new
American University (AU) Housing, Sublets & Roommates : https://www.facebook.com/groups/921140894573528/?ref=group_browse_new
Exchange’e gitmeden önceki süreçte önceden ödemek zorunda olduğun ücretler oldu mu? Sağlık sigortası, yurt taksidi, vize, uçak bileti, belgelerin kargolanması vb. Bunlar ne kadar tuttu?
Normalde exchange yaparken karşı okula bir ücret ödemeniz gerekmez. Ama benim okulum benden 500 dolar gibi bir depozito aldı. Bunun içinde de sınırsız toplu taşıma kartı (sürekli kullandığım için çok büyük avantaj oldu), spor salonu kullanımı vesaire gibi ücretler var. Ama diğer okullarda Exchange yapan arkadaşlarımdan böyle bir ücret alındığını hiç duymadım. Dönemin sonunda da bu depozitonun 180 dolarını geri aldım.
Sağlık Sigortası – Okulun kendi sağlık sigortası var ama çok pahalı yaklaşık 1000 dolardı. Onun yerine ben kendim başka yerlerden çok daha uyguna yaptırmayı tercih ettim.
Vize – Exchange vizesi için vize başvuru ücreti 160 dolar ve SEVIS fee denilen 180 dolarlık bir ücret ödemeniz gerekiyor.
Uçak Bileti – Uçak biletini aldığınız tarihe göre değişiklik gösterir tabi ama 1500 – 3000 tl aralığında bilet bulabilirsiniz. Eğer sizin de benim gibi çok fazla valiziniz varsa THY’nin Washington’a aktarmasız uçuşlarını tercih edebilirsiniz. Çünkü diğer havayollarının uçuşları daha ucuz gözükse de bagajınız için ekstra ödeme yapınca hemen hemen aynı fiyata geliyor. THY 46 kiloya kadar bagajı kabul ediyor. Benim 2 büyük 46 kiloluk valizim, bir kabin valizi ve sırt çantam vardı ve ekstra bir ücret ödemek zorunda kalmadım.
Bize Washington’daki fiyatlardan biraz bahsedebilir misin?
Günlük ortalama öğün fiyatlarından bahsedeyim.
McDonald’s: 1 dolara cheeseburger, 3 dolara happy meals menü eğer paranız yoksa hayat kurtarıyor.
Subway: Her günün kampanyalı sandviçi oluyor ve 6 dolara 30 cm sandviç alabiliyorsunuz. Normal sandviçleri de 15 cm 5 dolar, 30 cm 8 dolar civarı.
Starbucks: Amerika’nın simiti olan bagel ve krem peynir ile kahvaltı yapabilir veya öğün arası atıştırabilirsiniz. Bagel’lar 1.50 dolar yanında krem peynirle 2.5-3 dolar oluyor. Muffinler 2.5 dolar civarı kahveler ise 2.5-4 dolar arası değişiyor.
Chipotle: Amerika’nın Latin Amerikan yemek zinciri. Burada 12 dolara alacağınız menüyle tıka basa doyabilirsiniz.
Onun dışında eğer çok fancy bir restorana gitmiyorsanız ortalama bir yemek size 10-15 dolar arasına mal olur.
İçecek fiyatları da şöyle:
Sıradan bir bar ya da restoranda biralar 5 dolar civarı, kokteyller ise 10 dolar civarı oluyor. Eğer çok aşırı lüks bir yere gitmiyorsanız hemen hemen her yer yukarıdakilere benzer fiyatlara sahip.
Para yetiyor mu? Bir ayda ortalama neye ne kadar harcıyorsun? Para transferlerini nasıl yapıyorsun?
Açıkçası çok fazla ne kadar harcadığımı takip edemiyorum ama kendi yemeklerimi evde genellikle kendim yaptığım için çok fazla masrafım olmuyor. Yemek bence harcamaların en kritik noktası. Eğer her öğününüze çok fazla para harcıyorsanız bütçenizi çok aşabilirsiniz. Bütün Amerika’da Walmart denilen market zinciri var ve fiyatları diğer yerlere göre çok daha ucuz (Carrefour ya da BİM gibi düşünebilirsiniz). Örneğin 3 kiloluk tavuğu 10 dolar civarına alabiliyorsunuz. Eğer evinizde buzdolabınız varsa bu tarz toplu alışveriş yapıp etlerinizi, sebze meyvelerinizi öğünlerinize göre parçalara ayırarak buzlukta saklayabilir ve yemek yapacağınız zaman sadece kullanacağınız kadarını alıp pişirebilirsiniz. Bu size hemen zamandan hem de paradan tasarruf sağlar. Ben genellikle böyle toplu alışverişlerde 50-60 dolar harcıyorum, sonrasında tabi ki haftalık ekmek, sebze meyve küçük eksikler için evimin yakınındaki marketlerden haftalık 10-15 dolar arasında alışveriş yapıyorum. Toplam 100 dolara 3-4 hafta yemek yapabiliyorum. Tabi her gün evde yemiyorum ancak %70-80 evde yediğimi söyleyebilirim. Ben biraz az yiyen biriyim ama rahatlıkla 2-3 hafta sizi 70-80 dolarlık alışveriş idare eder. Zaten her gün dışarda fast food türü yemek pek mümkün değil. Eğer bu şekilde harcamalarına dikkat ederseniz aylık 400-500 dolara çok rahat geçinebilirsiniz.
Türkiye’de herhangi bir bankanın senin ülkendeki bir bankayla anlaşması var mı? Diyelim ki anlaşma yok, en az kesintiyle hangi bankanın kartıyla orada hangi ATM’den para çekiliyor?
Burada Bank of America ile TEB’in anlaşması var. Eğer TEB hesabınız varsa hesabınızdaki Türk Lirasını buradan komisyonsuz ABD doları şeklinde Bank of America ATM’sinden çekebiliyorsunuz. Ben burada hesap açtırmaya bile gerek duymadım o yüzden.
Senremi admin notu: Yurt dışındaki ATM’lerde, TL hesabınızdan ya da yurt dışında kullanmak istediğiniz USD, EURO veya STERLİN para birimlerindeki döviz hesaplarınızdan günlük limitiniz kadar nakit çekebilirsiniz. USD, EURO veya STERLİN hesabınızdan yurt dışında para çekebilmek için kullanmak istediğiniz döviz hesabınızı CEPTETEB İnternet Şubesi’nden tanımlamanız gereklidir.
https://www.teb.com.tr/sizin-icin/yurtdisi-atm-kullanimi/
Bildiğim kadarıyla Exchange için Erasmus’taki gibi hibe verilmiyor, peki senin bu değişim programı için aldığın bir burs ya da sana sponsor olan biri var mı? Varsa harcamalarının % kaçını karşılıyor?
Evet Erasmus gibi hibe alamıyorsunuz. Benim sadece duyduğum bir iş adamının burs verdiği o da sadece sınırlı sayıda kişiye ve sınırlı miktarda. Erasmus hibesi gibi bursunuz olmuyor maalesef.
Hangi telefon operatörünü kullanıyorsun? Paketinde neler var ve ne kadar ödüyorsun?
T-Mobile kullanıyorum. Paketten pakete fiyatlar değişiyor ama bildiğim kadarıyla 2GB internet ve sınırsız konuşmalı paket 25 dolar. Ben ise telefon bağımlısı olduğum için 10 GB interneti olan 55 dolarlık paketi kullanıyorum.
Şehir içi ulaşımını nasıl sağlıyorsun? Bisiklet yaygın mı? Ulaşım için ayda ortalama ne kadar harcıyorsun?
Sürekli metro kullanıyorum. Şehirde bisiklet kullanan var ama Avrupa kadar yaygın değil. Çünkü şehir baya büyük, o yüzden bisikletle bir yerden bir yere gitmek eğer çok yakın değilse pek mümkün değil. Aynı İstanbul gibi düşünebilirsiniz.
Gittiğin ülkede okurken çalışma olanağın var mı? Varsa haftada kaç saat çalışma izni var ve ortalama ne kadar kazanılıyor?
Okul içindeki birimlerde öğrencilere çalışma imkanı sunuluyor. Kendi alanınızla ilgili çalışmak isterseniz de orada aldığınız derslerle ilgili alanlarda bulacağınız işlerde haftada 20 saati aşmamak koşuluyla çalışabilirsiniz. Saatlik ücretler 10-15 dolar arası değişiyor.
Diyelim ki hasta oldun, yurt dışı sağlık sigortanla hangi hastanelere gidebiliyorsun, prosedür nasıl?
Daha önce hiç bu durumla karşılaşmadığım için bilemiyorum.
Bol bol gezdin mi? Gezme işlerini nasıl planladın (ulaşım, yararlandığın siteler, appler, konaklama)? En sevdiğin şehir/ülke neresiydi?
Çok yakın arkadaşımla beraber aynı anda Exchange yaptığımız için buraya gelmeden önce her şeyi kafamızda planlamıştık. Eğer siz de Türkiye’den yakın arkadaşlarınızla aynı anda Exchange yapacaksanız önceden okullarınızın akademik takvimlerini inceleyip hangi tatilde ne yapacağınıza çok önceden karar verebilirsiniz. Ama böyle bir durumunuz yoksa burada edindiğiniz arkadaşlarınızla da program yapabilirsiniz. Programlarınızı ne kadar önceden yaparsanız o kadar iyi. Çünkü Amerika başlı başına bir kıta ve bir yerden bir yere gitmek için genellikle uçak kullanmak gerekiyor. O yüzden uçak biletlerinizi ne kadar önceden alırsanız sizin için o kadar avantajlı. Washington’ın en büyük avantajlarından biri de konumu gereği çevresindeki pek çok güzel şehre örneğin New York’a 4, Philadelphia’ya 3 saat otobüs yolculuğuyla gidebiliyor olmanız. Canınız sıkıldığında hafta sonu gezip gelebilirsiniz. Bu Amerika’nın başka şehirlerinde pek bulabileceğiniz bir şey değil.
Şu zamana kadar New York, New Orleans, Orlando, Miami, Key West, Cancun, Tulum, Havana, Philadelphia, San Fransisco, Los Angeles, Las Vegas ve San Diego’ya gittim. Her şehrin kendine has havası var. Birkaç cümleyle anlatmak gerekecek olursam şöyle diyebilirim:
New York – Kargaşasıyla, trafiğiyle, kalabalığıyla tam bir metropol ama şehir güzelliğiyle bir yandan sizi kendine hayran bıraktırıyor. Bu açıdan İstanbul’a çok benzettim. Büyük gökdelenler arasında hep Amerikan filmlerinde gördüğümüz o koşuşturmacalı hayatı gidince direkt gözlemliyorsunuz.
New Orleans – Genel Amerika kültürünün dışında otantik bir şehir. Eğer Jazz seviyorsanız Jazz’ın doğduğu şehirde olmak size çok büyük keyif verebilir. Sokaklarda, mekanlarda günün her saati canlı grup performanslarından Jazz dinlemek bence harikaydı.
Orlando – Eğlence için kurulmuş şehir. Şehir tamamiyle Disney ve Universal Studios’un Tema parklarından oluşuyor. Eğer bu tarz eğlence parklarından hoşlanıyorsanız çocuklar gibi şen günler geçirebilirsiniz ama onun dışında şehrin bir olayı yok.
Miami – Bir tarafı upuzun bembeyaz kumsalıyla South Beach bir yanı şık restoran ve mekanlarıyla eğlencenin merkezi. Asla ama asla uyumayan bir şehir. Gece hayatının nasıl bu kadar ünlü olduğunu gidince anlıyorsunuz.
Key West – Amerika’nın en güney ucu olan Key West’e kilometrelerce okyanusun üzerinde etrafınızda hiçbir şey olmadan sadece okyanusu seyrederek gitmek gezinin en önemli noktalarından biri. Onun dışında küçük şirin bir sahil kasabası. Eğer vaktiniz varsa güneşin batışını adanın en ucundan izlemek inanılmaz.
Cancun – Gündüzleri masmavi bir kumsalda denizin tadını çıkarırken geceleri çılgın Meksika partilerinde eğlenebileceğiniz bir yer.
Tulum – Ben cennet gibi bir yerde ruhumu dinlendirmek istiyorum diyorsanız tam size göre yere bir yer. Denizi Cancun’a göre daha dalgalı ve gece hayatı Cancun’a göre çok daha sakin.
Havana – Anlatılmaz yaşanır bir yer Küba. İnsanı, kültürü ve doğasıyla gördüğünüz bütün ülkeleri unutturacak bir ülke.
Philadelphia – Tam bir öğrenci şehri, biraz Washington’dan biraz New York’tan esinlenilmiş gibi.
San Fransisco – Meksika dalgasını anımsatan sokaklarıyla gördüğüm en değişik şehir mimarisine sahip yer. Boğazı anımsatan Golden Gate ve çevresinin manzarası büyüleyici.
Los Angeles – Welcome to Hollywood! Hippilerin ve celebritylerin şehri Los Angeles, bir yanda sizi içine çeken bohem havası bir yandan da California’nın en lüks restoranlarının, caddelerinin bulunduğu şehir. Venice Beach’te oturup, ot içip müzik yapan insanları izleyebilir diğer yandan Rodeo Drive ve Beverhills’ te dünyaca ünlü aktörler ve sanatçılarla karşılaşabilirsiniz.
Las Vegas – Asla uyumayan bir diğer şehir. Casinolarıyla, gece hayatıyla sizi içine çeken bir çöl. Etrafında gezilecebilecek çok güzel doğal parklar var. Örneğin Death Valley, Grand Canyon gibi..
San Diego – Gündüzleri uçsuz bucaksız sahillerinde denizin tadını çıkarabileceğiniz, akşamları da güzel restoran ve barlarında eğlenebileceğiniz tatlı mı tatlı bir şehir.
Washington’dan hangi ülkeleri ziyaret etmek daha ucuz ve mantıklı?
Tabi ki komşu oldukları için en mantıklı seçenekler Kanada ve Meksika. Onun dışında uygun bilet bulduğunuz takdirde diğer Latin Amerika ülkelerini de ziyaret edebilirsiniz.
Başka bir ülkeyi seyahat etmek istediğinde vize almak zorunda kaldın mı? Kısaca anlatır mısın?
Ülkeden ülkeye değişebiliyor. Meksika için vize almanıza gerek yok. Mesela Kanada vize istiyor diye biliyorum. Bu yüzden gideceğiniz ülkeye göre araştırmanızda fayda var.
Rutin bir günün nasıl geçiyor?
Haftada sadece 3 gün dersim var. O günlerde kalkıp güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra okula gidiyorum. Okuldan sonra da halledilecek işlerim ya da bir programım oluyor. Boş günlerimde eğer arkadaşlarımın da dersi yoksa onlarla buluşup varsa da tek başıma şehri keşfe çıkıyorum. Hafta sonları zaten diğer Exchange öğrencileriyle bir etkinlik yapıyor oluyoruz, akşamları da beraber dışarı çıkıyoruz.

Doğum Günü Kutlamaları

Doğum Günü Kutlamaları

Yemek işini nasıl hallediyorsun?
Yemeklerimi kendim yapıyorum genellikle onun dışında da ya kampüsteki ya da kampüs dışındaki restoranlara gidiyorum.
Spor yapmak istersen nasıl olanaklar var?
Okulun ücretsiz spor salonu ve havuzu var. Eğer isterseniz de ders başına 10 dolar civarı bir para verip Yoga, Fitness gibi grup derslerine girebiliyorsunuz. Tabi bu tarz dersleri ücret ödemeden 1 kredilik ders şeklinde de alabilirsiniz.
Exchange öğrencileri için bir kulüp var mı? Varsa aktif mi? Ne gibi etkinlikler düzenliyorlar?
Erasmus’tan tek eksiği bu olabilir sanırım. Avrupa’da ESN denilen Erasmus öğrencileri için kaynaşma etkinlikleri düzenleyen öğrenci kulüpleri var. Burada yalnızca okulun Exchange ofisi var ve her hafta sonu şehrin görülmesi gereken yerlerine etkinlikler düzenliyor. Şehrin önemli yerleri, müzeler, galeriler vb.

Okulun düzenlediği Capitol & Library of Congress Etkinliği

Okulun düzenlediği Capitol & Library of Congress Etkinliği

Gece hayatı nasıl?
Çok hareketli, haftanın her günü konser, parti, eğlence bulabilirsiniz.
Favori mekanların nereler?
Çok fazla var ama gece hayatı için Dupond Circle çevresini, gün içinde alışveriş ve gezmek içinse bana Amsterdam’ı anımsatan tarihi dokusuyla Georgetown’u tercih ediyorum.

Amsterdam'ı andıran Georgetown

Amsterdam’ı andıran Georgetown

 

Keyifle yürüyüş yapıp, vakit geçirebileceğiniz Waterfront

Keyifle yürüyüş yapıp, vakit geçirebileceğiniz Waterfront

Yabancı dilde arkadaşlıklar kurmak, hayatını devam ettirmek zor oldu mu?
Hayır, çünkü zaten buraya gelmeden önce de yabancı pek çok arkadaşım vardı o yüzden alışkındım diyebilirim.
Ben genelde şu ülkenin insanlarını kendime daha yakın buldum dediğin bir ülke var mı?
Latin Amerikalıları kendime daha yakın hissediyorum.
Türk’üm dediğinde sana nasıl yaklaştılar, nasıl tepkiler aldın?
Washington’daki insanlar politikayla iç içe oldukları için genelde politik şakalarla karşılık veriyorlardı. Ama hiçbir zaman kötü bir yaklaşımla karşılaşmadım.
Giderken yanında neler götürdün? Aman şunları Türkiye’den alın mutlaka diyeceğin şeyler var mı?
Ben kıyafet ayakkabı almaktan yanıma yemek için özleyebileceğim hiçbir şeyi almamıştım. Mesela burada çorba tarzı şeyler çok bulunmadığından annenizin evde hazırladığı ya da hazır toz çorba karışımlarından alabilirsiniz. Örneğin ben Türk kahvesi çok severim, bir paket yanıma kahve alabilirmişim. Bu tarz şeyler hem çok yer tutmaz hem de hafifler kolayca valizinizde taşıyabilirsiniz.
Şimdiki aklım olsa Exchange’e şuraya giderdim dediğin bir yer var mı?
Yine olsa yine Washington’a gelirdim <3
Bu süreçte kendini en kötü ve en iyi hissettiğin anları anlatır mısın?
Kesin olarak başıma şöyle kötü bir şey geldi diyebileceğim bir anı yaşamadım. Ama zaman zaman beni kötü hissettiren şey sevdiklerinizin yanınızda olamaması ya da sizin onların yanında olamamanız. Ben arkadaşlık ilişkilerine ve ailevi bağlarına çok önem veren biriyim. Burada da arkadaş ediniyorsunuz tabi ki yalnız değilsiniz ancak yıllardır arkadaş olduğunuz insanlar gibi olmuyor haliyle. Örneğin bir yere gidiyorsunuz, güzel bir şeyler yaşıyorsunuz ve içinizden keşke onlar da burada olsaydı diyorsunuz. Aynı şekilde tam tersi de oluyor. Siz yakınlarınızın özel anlarında yanında olamıyorsunuz. Örneğin geçenlerde kuzenim dünyaya geldi, onun doğumunu görmek çok isterdim.
Buradaki en büyük şansım ise Amerika’ya çocukluk arkadaşımla gelmiş olmam. O da şuanda New Orleans’ta Exchange yapıyor. Herhangi bir sorunla karşılaşsak birbirimize danışıyoruz, beraber hallediyoruz. Onun dışında da en güzeli sürekli beraber seyahat ediyoruz.
Şu anki hayatın gitmeden önceki beklentilerini karşılıyor mu?
Beklentilerimden çok daha fazlasını buldum diyebilirim.
Exchange yapmayı öneriyor musun, şu ana kadar sana ne kattığını düşünüyorsun?
Kesinlikle öneriyorum, size apayrı bir özgüven ve kimlik kazandırıyor.
Ben yaptım siz yapmayın ya da ben yapmadım siz kesin yapın dediğin şeyler var mı?
Çok gezip çok devamsızlık yaptığım için okul yönetimiyle çok ciddi sıkıntılar yaşadım ama bu okuldan okula değişen bir durum o yüzden gözünüz korkmasın. Devamsızlığınıza dikkat edin diyebilirim Amerika için ama aynı zamanda iyi ki bu kadar gezmişim diyorum, hiç pişman değilim.
Bonus: Washington ya da Amerika’da bunları yapmadan dönmeyin dediğin neler var?
Washington için politika şehrin temel taşlarından biri ve meclis oylamaları halka açık yapılıyor. Yani gidip hükümetin o anda hangi yasayı tartıştığını canlı canlı izleyebilirsiniz. Ben de daha gitmedim ama uygun olduğum bir vakitte gideceğim.
Genel olarak Amerika içinse New York çok simgesel olduğu için görmeden dönmeyin derim.

Meclis Binası - Capitol

Meclis Binası – Capitol

Bana ulaşmak isterseniz:
Mail: ecemmumcu0@gmail.com
Instagram: ecemmumcuu