Önce seni tanıyalım.
Adım Buğra Yılmaz, Boğaziçi Üniversitesi’nde Elektrik – Elektronik Mühendisliği okuyorum. Şu anda Brno, Çek Cumhuriyeti’nde Erasmus yapmaktayım.
Neden Erasmus’a gitmek istedin?
Özellikle mühendislik okuyan insanlar için bir dönem okuduğunuz üniversiteden kopmak, gezmeli tozmalı daha rahat bir 5 ay geçirmek ve üstüne yeni insanlar tanıyıp yabancı dilini geliştirmek için Erasmus çok güzel bir fırsat. Ayrıca son yıllarda Türkiye’de öğrencilerin sosyal hayatı bu kadar kısıtlanmışken (2 aydır Erasmus yapmakta olduğum için bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum) gerçekten rahat ve özgür olup hayalinizdeki öğrencilik hayatını en az bir dönem tecrübe etmek çok güzel bir duygu.
Neden Exchange değil de Erasmus?
Aslında benim üniversitemde bölümüm için olan Exchange olanakları daha genişti. Ancak ben hem akademik olarak daha rahat bir dönem geçirmek istedim hem de Exchange, Erasmus’a göre çok daha pahalı bir seçenek olduğu için Erasmus’u seçtim.
Tercih listeni neye göre yaptın? Okulun eğitim kalitesi mi şehir/ülke mi yoksa ekonomik nedenler mi seni daha çok etkiledi?
Benim için okulun eğitim kalitesi çok önemli değildi. Önemli olan şey gideceğim şehrin ulaşım olanaklarının bol olması (o şehirden ve yakın şehirlerden olan uçuşlar) ve hayatın ucuz olmasıydı. Ayrıca gittiğiniz okuldaki Erasmus ortamının nasıl olduğu, ESN kulubünün ne kadar aktif olduğunu daha önce orada Erasmus yapmış olan birine sormanızda fayda var.
Erasmus’a gitmeden önce ve gittikten sonra ne gibi zorluklar yaşadın?
Gitmeden önce vize başvurusu ve okullarla ilgili belge toparlama süreci çok bunaltıcıydı. Genelde hepimiz üşenip bu tarz işleri son günlere bırakıyoruz. Bu yüzden ben ve birçok arkadaşım finallerin arasında konsolosluklara, Erasmus ofislerine gitmeye çalışıp gergin günler yaşadık. Ayrıca Çek Cumhuriyeti’nin uzun süreli vizeyi başvurudan yaklaşık 2 ay sonra veriyor olması da büyük bir problem. Ama bu süreci erkenden başlatırsanız çok rahat olursunuz. Gittikten sonra ise rahat ve birazcık sabırlı olursanız hiçbir zorluk yaşamazsınız diye düşünüyorum. Ben İstanbul’da hep dışarıda yemek yiyen veya yemek söyleyen biriydim. Yurt dışında bunun o kadar yaygın olmadığını görünce yemek yapmaya alışmam biraz zor oldu ve zaman aldı. Bir de Brno Şubat ayında çok soğuktu. Ama bunların haricinde hiçbir zorluk yaşamadım.
3 kelimeyle kendi Erasmus’unu tanımlar mısın?
Rahatlık, eğlence ve bira.
Şu anda hangi şehirdesin? Bize birazcık artılarıyla eksileriyle şehrini anlatsana.
Çek Cumhuriyeti’nin Prag’dan sonra en büyük ikinci şehri olan Brno’dayım. Şehir küçük, klasik bir Orta Avrupa şehri. Şehirde çok fazla turistik yer yok, ama özellikle şehir merkezinin tarihi dokusu çok güzel korunmuş. Yerli halk sessiz, sakin, hafta sonları dışında evinden çok çıkmayan bir kültüre sahip ve bu yüzden hafta sonları ve hafta içi geç saatlerde açık market ve restoran bulmakta zorlanabilirsiniz. Belki de bu durum havanın kış aylarında ve baharın başında çok soğuk olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Öte yandan şehirde Erasmus anlaşması olduğundan emin olduğum en az 3 tane üniversite var ve bu, şehrin sosyal yapısını çok etkiliyor. Tam bir öğrenci şehri diyebilirim. Şehirde her şey çok ucuz (Türkiye’ye kıyasla sadece sebze, meyve pahalı olabilir) ve şehir içi ulaşım 24 saat aktif. Sabah ve öğle saatlerinde şehir çok sakin ama gece 22.00’den sonra barlar ve gece kulüpleri öğrencilerle dolmaya başlıyor.
Brno en uzağı trenle/otobüsle 4 saat olmak üzere 4 başkentin arasında yer alıyor (Prag, Viyana, Bratislava, Budapeşte). Brno’nun konumu, hem bu şehirleri kolayca gezmenizi hem de Avrupa’da size daha uzak yerlere ucuz uçak bileti ararken 4 farklı alternatifinizin olmasını sağlıyor.

brno

St. Peter and Paul Kilisesi ve Brno şehir merkezi


Çek Cumhuriyeti’nin kültürü nasıl? Sence farklılıklarımız ve benzerliklerimiz neler?
Bence Çekler, Türk insanına pek benzemiyor. Çok konuşmayı sevmiyorlar, yabancılara karşı her zaman soğuk ve kaba davranıyorlar ve çok fazla bira tüketiyorlar (Çekler kişi başına yıllık bira tüketiminde Avrupa’da lider konumdalar). Açıkçası Türk insanının sıcaklığını özlüyorum. Yerli halkla iletişim halindeyken her zaman üzerimde bir gerginlik oluyor. Ama Brno gibi öğrencinin çok olduğu bir şehirde yerli insanlarla çok da muhatap olmanıza gerek kalmıyor.
Gün burada çok erken başlıyor. Kışın hava soğuk olduğundan sokaklarda çok insan görmüyorum. Ayrıca Çekler, Erasmus öğrencilerine göre çok fakir. Bu yüzden restoranlarda, barlarda hep Erasmus öğrencileriyle karşılaşıyorum. Bir de toplu taşıma sistemleri Türkiye’dekine göre inanılmaz dakik ve sorunsuz işliyor. Almanya’ya çok yakın olduklarından dolayı Çeklerin Alman kültüründen etkilendiklerini düşünüyorum.
Türkiye’de nerede yaşıyorsun? Bu şehirle Brno’nun farkları neler? Bu farklar hayatını nasıl etkiledi?
Liseden beri İstanbul’da yaşıyorum. İstanbul Avrupa’daki her şehirden daha büyük. Tabi Brno gibi küçük bir şehirde yaşayınca bu farkı iyice hissediyorum. Bunun eksileri neler diye sorarsanız, şehir 24 saat canlı değil ve aradığınız bir şeyi İstanbul’daki gibi kolayca bulamıyorsunuz. Ama bunların dışında sokakların çok kalabalık olmaması, ulaşımın İstanbul’a göre çok daha rahat olması, insanın kafa dinlemesine yardımcı oluyor.
İlerde Brno’da yaşamak ister misin? Örneğin Master yapmak ya da çalışmak için geri dönmek gibi bi planın var mı?
Bence burası İstanbul’dan sonra yaşamak için çok küçük bir şehir olur ve bana yetmez diye düşünüyorum. İstemezdim açıkçası.
Brno’da hangi üniversitenin hangi kampüsündesin?
Brno University of Technology’deyim. Bizde bütün kampüsler Brno’da, öyle bir ayrım yok.
Eğitim dilin ne? Eğer İngilizceyse hocaların dil yeterliliği nasıl?
Eğitim dilim İngilizce. Hocaların İngilizce seviyesi çok yüksek değil. Ama derslerde dille alakalı hiçbir sıkıntı yaşamadım.
Dersler zorluyor mu? Sence eğitim sistemi nasıl?
Dersler Türkiye’ye göre çok basit. Eğitim sistemi teorikten çok pratiğe, kavramaya dayalı diyebilirim. Yine kendi üniversitem için konuşacak olursam, hocaların çoğu Erasmus öğrencilerine inanılmaz kolaylıklar sağlıyor. Üniversitedeki çoğu ders için birden çok final hakkınız oluyor, istediğiniz tarihlerde ve istediğiniz sayıda final sınavına girebiliyorsunuz. Bir tanesinden geçer not almak yeterli. Erasmus dönemi Türkiye’ye göre gerçekten çok daha rahat ve kolay bir dönem oluyor.
Erasmuslular ve yerli öğrenciler aynı sınıflarda mı eğitim görüyor?
Benim bulunduğum üniversitede Erasmuslular için aynı ders bile olsa farklı sınıflar açıyorlar ve Çek öğrencilerden ayrı olarak ders görüyoruz. Bu da hocaların derslerle ilgili herhangi bir konuda daha toleranslı davranmalarını ve sınav, laboratuvar tarihlerini belirlerken öğrencilere uyacak tarihler seçmelerini sağlıyor.
Türkiye’deki okulun kaç tane ders almanı zorunlu tuttu? Her biri kaç ECTS genelde?
Her bir dersim yaklaşık 5-6 ECTS ve Boğaziçi minimum 30 ECTS almamızı istiyor. Ben 6 ders aldım, ancak dönem sonunda 10 ECTS yani 2 dersi vermem hibenin geri kalanını almak için yeterli oluyor (bu, okuldan okula değişebilir).
Haftada kaç saat dersin var? Ödevler, sınavlar yoğun mu? Yoklama çok önemli mi?
Haftada sadece 2 gün toplam 8 saat dersim var (aldığım 6 dersin 4’üyle ilgileniyorum). Ödev diye bir şeyle hiç karşılaşmadım. Çoğu dersin sadece finali var, vizesi yok. Yoklama, lablar için önemli onun dışında pek önemli değil.
Evde mi yurtta mı kalıyorsun? Artıları eksilerinden bahseder misin?
Benim üniversitemde bütün Erasmus öğrencilerini aynı yurt binasına yerleştiriyorlar. Bu yurtta Çek öğrenciler de kalıyor. Yurt ücretleri Avrupa’nın geri kalanına göre çok ucuz. İki kişi, banyosu/tuvaleti kendine ait, küçük bir mutfak tezgahı, çalışma masası içinde olan bir odada kalmak için kişi başı aylık 135 euro ödüyor. Ben bu anlattığım odada tek başıma kalıyorum ve aylık 190 euro veriyorum. Bu açıdan yurtta kalmak hem ekonomik hem de insanlarla tanışmak ve sosyalleşmek açısından çok mantıklı. Bence tek eksisi, özellikle hafta sonları yemek yapacak malzemeniz olmadığı zaman, dışarıda bir şeyler yemek veya alışveriş yapmak için yakınlarda açık bir yer bulmanın zor olması.
IMG_0514

Sabahları böyle bir güzellikle uyanıyorum


Üniversiteye yakın bir yerde konaklamak mı şehir merkezinde konaklamak mı daha iyi? Öğrencilerin yoğun olduğu özel bir bölge vb. var mı?
Benim üniversitemde bütün Erasmuslu öğrenciler aynı yurtta kampüsün içinde kalıyor bu yüzden yurtta kalmak çok mantıklı. Eğer yurtta kalmıyor olsaydım buradaki ortamdan kopmamak açısından yine kampüse yakın olmayı tercih ederdim. Kampüsten şehir merkezine ulaşım tramvayla 20 dakika sürüyor ve 6-7 dakikada bir tramvay bulabiliyorsunuz.
Ev tutmak isteyenlere önerebileceğin bir bölge var mı? Ev arıyorsak hangi sitelere, facebook gruplarına vb bakmalıyız?
Bu konuda çok tecrübem yok ama insanların facebook gruplarından ev bulduğunu duydum.
Erasmus’a gitmeden önceki süreçte önceden ödemek zorunda olduğun ücretler oldu mu? Sağlık sigortası, yurt taksidi, vize, uçak bileti, belgelerin kargolanması vb. Bunlar ne kadar tuttu?
Sağlık sigortasını Axa Sigorta’dan 6 ay için 54 euroya yaptırdım ve çok pahalı sigortalar olabiliyor, boşuna para vermeyin. Yurt depozitosu için 135 euroyu gitmeden 1 ay önce Brno’daki yurduma yolladım. Vize için gerekli olan belgeleri tercüme ettirmek için de yaklaşık 200 TL ödedim. Hepsi bu kadar. İstanbul – Viyana uçak biletine de 250 TL verdim.
Bize Brno’daki fiyatlardan biraz bahsedebilir misin?
Şöyle söyleyeyim, zorunlu ihtiyaçlar dahilinde neredeyse alacağınız her şey Türkiye’ye göre ucuz. Tavuk, et, süt ürünleri, temizlik malzemeleri ve özellikle alkol gerçekten ucuz. Marketlerde 50 cl biralar 12-13 krondan (40-50 cent) başlıyor, mekanlarda ise yaklaşık 25 kron (1 euro). Et fiyatları da çok uygun. 500 g et yaklaşık olarak 80-90 kron (3-4 euro). Sadece sebze ve meyve fiyatları biraz daha yüksek ama çok pahalı değil.
Para yetiyor mu? Bir ayda ortalama neye ne kadar harcıyorsun? Para transferlerini nasıl yapıyorsun?
Param kesinlikle yetiyor hatta artan parayla nereyi gezsem diye düşünerek geçiriyorum günleri. Tabi bu aylık 400 euro hibe almasaydım mümkün olmazdı. Yurtta tek kalıyorum ve aylık 190 euro ödüyorum. Şöyle açıklayabilirim, eğer o ayın tamamını Brno’da geçirirsem, aylık 500 – 600 euro harcayarak (yurt dahil) çok rahat bir hayat yaşıyorum ve yurt harcamam dışında yarısı market alışverişi ve yemeğe, diğer yarısı da eğlenceye gidiyor. Ama genelde, artan paramı hiç bekletmeden uçak biletlerine ve tatillere harcıyorum. Para transferi için de Ziraat Bankası’nı kullanıyorum. Gelmeden önce hibemi Ziraat Bankası’nda açtığım euro hesabına yatırdım, düzenli olarak TL hesabına para aktarıyorum, ailem de harçlığımı bu TL hesabına yolluyor. Ayrıca, genelde nakitten çok kartla alışveriş yapıyorum.
Türkiye’de herhangi bir bankanın senin ülkendeki bir bankayla anlaşması var mı? Diyelim ki anlaşma yok, en az kesintiyle hangi bankanın kartıyla orada hangi ATM’den para çekiliyor?
Anlaşmalı birkaç banka var ama benim gördüğüm kadarıyla en karlı şekilde para çekebildiğiniz kart Ziraat bankasının kartı ve euro kullanmayan ülkelerde Erasmus yapacaklara bir tavsiye: Erasmus’a gitmeden önce tüm paranızı euroya çevirip euro hesabınıza aktarmak gibi bir hata yapmayın. Çünkü gittiğiniz ülkede ATM’lerde sadece TL hesabınızdan para çekebilirsiniz.
Bankaların mobil uygulamalarını kullanabiliyor musun? Telefona Türk hattını takmamıza gerek var mı?
Gitmeden önce yapmanız gereken ilk şey Türk hattınızı yurt dışına açtırmak, çünkü Türk bankaları genelde yurt dışı hatlarına SMS göndermeyi kabul etmiyorlar. Bu şekilde gündelik hayatınızda yabancı hattınızı kullanıp online alışveriş yaparken Türk hattınızı takıp SMS alabilirsiniz. İkinci önemli nokta ise Türkiye’deyken bankaları arayıp mobil banka uygulamalarını yurt dışına açtırmak ve uygulamaya giriş için SMS yerine kalıcı parola gibi bir güvenlik ayarı seçmek.
Hibe alıyor musun? Harcamalarının % kaçını karşılıyor?
Aylık 400 euro hibe alıyorum daha önce söylediğim gibi o ay seyahat etmezsem harcamalarımın %80’ini, edersem de yaklaşık %50’sini karşılıyor.
Bana hibe çıkmadı, ne yapsam gitmesem mi acaba diyenlere ne dersiniz? Böyle bi durum yaşadın mı?
Hibe çok faydalı oluyor ama hibe çıkmayan birisinin de ucuz bir şehre giderek çok güzel bir Erasmus geçireceğini düşünüyorum. Avrupa sanıldığı kadar pahalı bir yer değil.
Hangi telefon operatörünü kullanıyorsun? Paketinde neler var ve ne kadar ödüyorsun?
Vodafone’un Erasmus hattını kullanıyorum. Diğer ülkelerde mevcut mu bilmiyorum. 500 MB internet 100 Kron (yaklaşık 3,5 euro) ve hattıma internetim bittikçe para yüklüyorum. SMS ve aynı operatörü aramak ücretsiz.
Şehir içi ulaşımını nasıl sağlıyorsun? Bisiklet yaygın mı? Ulaşım için ayda ortalama ne kadar harcıyorsun?
Otobüs ve tramvay kullanıyorum. Bisiklet pek yaygın değil, belki de şimdiye kadar havanın hep soğuk olmasındandır, emin değilim. Şu anda bütün toplu taşıma araçlarında kullanabileceğim 3 aylık bir kartım var ve bu kartın ücreti 720 kron (26-27 euro).
Gittiğin ülkede okurken çalışma olanağın var mı? Varsa haftada kaç saat çalışma izni var ve ortalama ne kadar kazanılıyor?
Burada Erasmus yaparken staj yapmaya başlayan arkadaşlarım oldu. Ama ayrıntılı bilgiye sahip değilim bu konuda.
Diyelim ki hasta oldun, yurt dışı sağlık sigortanla hangi hastanelere gidebiliyorsun, prosedür nasıl?
Hiç ihtiyacım olmadı ama bildiğim kadarıyla ücreti önce hastaneye ödeyip daha sonra sigortanızdan talep edebiliyorsunuz.
Bol bol gezdin mi? Gezme işlerini nasıl planladın (ulaşım, yararlandığın siteler, appler, konaklama) ?
Evet, daha önce de belirttiğim gibi mümkün olduğu kadar çok gezmeye çalışıyorum. Daha önce Brno’ya yakın olan yerlerin hepsini gezdiğim için Avrupa’nın daha uzak noktalarını tercih ettim. Şu anda geleli 2 ay oldu ve Brüksel, Brugge ve Granada’yı gezdim. Bir 10 gün içerisinde de önce Amsterdam daha sonra da İzlanda planım var. Dediğim gibi programınızı güzel ayarlayabilirseniz ve 1-1,5 ay öncesinden biletlere bakmaya başlarsanız Avrupa’daki her yeri ucuza görebilirsiniz. Uçak biletleri için özellikle kalkış havaalanı olarak birden çok seçeneği olanlara kiwi.com’u şiddetle öneriyorum, ayrıca skyscanner.com da faydalı bir site. Konaklama için booking.com’dan hostellere bakabilirsiniz. Ancak uzun kalmayı planladığınız yerlerde, kendi kahvaltımı hazırlayayım, yemeğimi yapayım gibi düşünceleriniz varsa airbnb.com’dan ev tutmanız daha ekonomik olabilir. Onun dışında couchsurfing.com’a bakmakta fayda var. Yurt dışında okuyan Türk öğrencilerin evinde kalayım param da cebimde kalsın diyorsanız Facebook’tan Interrail Türkiye sayfasına yazabilirsiniz. Bir yere gitmeden önce oranın haritasını çevrimdışı çalışan bir uygulama (Citymaps2go, Google Maps) üzerinden indirmek gerekiyor. Çek Cumhuriyeti’nde toplu taşıma kullanacaklar için IDOS adlı uygulamayı öneriyorum.
Senin şehrine yakın ucuz uçuşların olduğu bir havaalanı var mı? Yoksa ben her yerin ortasındayım tren, otobüs her şeyi kullanıyorum mu diyorsun?
Daha önce de dediğim gibi 4 farklı başkente çok yakınım. Böylece istediğim yere ucuz uçak bileti bulabiliyorum. Genelde uçakla seyahat ediyorum.
Başka bir ülkeyi seyahat etmek istediğinde vize almak zorunda kaldın mı? Kısaca anlatır mısın?
Yeşil pasaportum var, hiç vize almadım. Ancak zaten Erasmus’a gelmeden önce aldığınız vize hangi renk pasaporta sahip olursanız olun Schengen bölgesinde vizesiz seyahat edebilmenizi sağlıyor.
Erasmus’ta rutin bir günün nasıl geçiyor?
Genelde bayağı geç kalkıyorum. Kahvaltımı hazırlayıp yedikten sonra 2-3 saat odamda takılıyorum. Daha sonra önceden belirlediğimiz bir plan varsa arkadaşlarımla buluşuyorum. Gece dışarı çıkmadan önce de tekrar odaya uğruyorum. Akşam yemeğimi yiyorum. Saat 11’den sonra da genelde yurtta kat veya oda partilerine katılıyorum. Daha sonra da hep beraber gece dışarı çıkıyoruz. Odaya sabaha karşı dönüp uyuyorum. Haftamın 5 günü bu şekilde geçiyor, ders olan diğer 2 günde biraz daha erken kalkıp, derslere gidiyorum.
Yemek işini nasıl hallediyorsun?
Yemek konusunda Erasmus’a geldiğim andan itibaren büyük bir ilerleme katettim. İlk haftalarda fark ettim ki Türkiye’deki gibi dışarıdan yemek söyleme kültürü hiç yok ve öğrenciler için akşamları dışarıda yemek pahalı oluyor. Bu yüzden kendimi yemek yapmaya ikna edene kadar pizza, makarna yiyip durdum. Ama birkaç mutfak eşyası alıp yemek yapmaya başlayınca gerisi geldi. Şu anda haftanın 5-6 günü kendi yaptığım yemekleri yiyorum. Hem daha besleyici oluyor hem de damak tadıma daha uygun yemekler yiyorum.
IMG_0656

Ne kadar soğuk olabileceğini kafasında canlandıramayanlar için, Brno’ya 55 km mesafedeki Dyje nehri. Donmuş, üstüne bayağı da bir kar yağmış, insanlar üzerinde kartopu oynuyordu.


Spor yapmak istersen nasıl olanaklar var?
Spor olanakları İstanbul’a göre çok daha güzel. Her türlü tesis mevcut ve bunun dışında haftalık ders programınıza toplam iki tane spor ve dans dersini herhangi bir ücret ödemeden ekleyebiliyorsunuz. Ayrıca seçenekler inanılmaz çeşitli. Hiç adını duymadığım birçok dans ve spor dersi var.
ESN kulubü aktif mi? Ne gibi etkinlikler düzenliyorlar?
ESN kulübü bundan daha iyi olamazdı diye düşünüyorum. Brno’da Erasmus yapmanın en büyük artılarından birisi de bu. Her hafta güzel etkinlikler düzenliyorlar ve her hafta sonu da belli yerlere iki veya üç günlük geziler oluyor. Bu gezilere çok katılmasam da etkinlikler hem eğlenceli hem de yeni insanlar tanımak için çok güzel. İlk haftalarda da Erasmus öğrencileriyle gerçekten çok iyi ilgilendiler. Welcome Week organizasyonu çok başarılıydı.
Gece hayatı nasıl?
Gece hayatı Brno’da Erasmus’un yarısı diyebilirim. Şehir çok kalabalık olmasa da şehirde çok fazla sayıda bar ve gece kulübü var. Buralar hafta içi Erasmus öğrencileriyle, cuma ve cumartesi günleri de hem yerli halk hem de öğrencilerle dolup taşıyor. Gece yarısından sonra her saatte gece otobüsleri var ve kampüslerin içine kadar bırakıyorlar. Çok fazla insan önce yurtta arkadaşlarıyla buluşup daha sonra geç saatlerde böyle yerlere geçiyor. Hiç dışarı çıkmayı sevmeyen insanlar bile ikinci haftadan sonra haftada 2-3 gece dışarı çıkmaya başlıyor. Gece hayatını sevenler için Brno ideal.
Favori mekanların nereler?
Twofaces, Metro, Yacht Club, Zlata Lod.
Yabancı dilde arkadaşlıklar kurmak, hayatını devam ettirmek zor oldu mu?
Hayır, hiç zor olmadı. Çünkü bütün Erasmus öğrencileri sizinle aynı kafada, yeni insanlarla tanışmak ve İngilizce konuşmak istiyorlar. Ayrıca Erasmus’ta neredeyse herkes normal yaşantısına göre çok daha toleranslı, uyumlu ve rahat insanlara dönüşüyor. Ancak öğrenciler hariç yerli halkın İngilizce seviyesi çok kötü. Yine de beden dili ve google translate ile çoğu işi halledebiliyorsunuz.
Ben genelde şu ülkenin insanlarını kendime daha yakın buldum dediğin bir ülke var mı?
Buraya geldiğim ilk günden beri her türlü konuda Akdeniz insanlarını kendime daha yakın buldum. Özellikle Yunanlar ve Fransızlarla çok daha iyi anlaşıyorum diyebilirim. Orta Avrupa insanları bize göre daha soğuk ve gergin olabiliyor.
Türk’üm dediğinde sana nasıl yaklaştılar, nasıl tepkiler aldın?
Olumsuz bir tepkiyle hiç karşılaşmadım. Hatta çoğu insan Türkiye’yi egzotik buluyor özellikle Asya’dan ve Orta Doğu’dan gelen öğrencilerde bize duyulan bir hayranlık var.
Giderken yanında neler götürdün? Aman şunları Türkiye’den alın mutlaka diyeceğin şeyler var mı?
Ben çok ilaç kullanan bir insan değilim ama acil durumlar için bazı temel ilaçları getirmekte fayda var, her türlü ilacı bulamayabiliyorsunuz. Bunun dışında kesinlikle eski yedek bir telefon, yedek şarj aleti, Türk SIM kartınızla alakalı araç gereçler getirilmeli. Son olarak da Türkiye’den çeşit çeşit hazır çorba getirmeyi unutmayın.
Şimdiki aklım olsa Erasmus’a şuraya giderdim dediğin bir yer var mı?
Brno’ya gelmeseydim ve eğer seçeneklerim arasında olsaydı Granada’ya giderdim.
Erasmus’ta kendini en kötü ve en iyi hissettiğin anları anlatır mısın?
Çok kötü hissettiğim bir an hiç olmadı ama birkaç kez çok fazla boş zamanım olduğu için sıkıldığım oldu. En iyi hissettiğim anlar ise sevdiğim insanlarla geç saatlere kadar takıldığım zamanlar ve hafta sonları yaptığım seyahatler diyebilirim. 
Şu anki hayatın gitmeden önceki beklentilerini karşılıyor mu?
Ben öncelikle rahat yaşamak ve farklı milletlerden insanlarla tanışıp İngilizce konuşmak istiyordum. Rahatlık açısından beklentilerimi fazlasıyla karşılıyor, insanlar ve ortam da çok iyi. İyi ki gelmişim diyorum. Yalnız Erasmuslular arasındaki İngilizce seviyesi çok yüksek değil. İngilizce seviyemi çok geliştirdiğimi söyleyemem ama akıcı konuşmak ve pratik yapmak açısından şimdiden faydasını görüyorum.
Erasmus’u öneriyor musun, şu ana kadar sana ne kattığını düşünüyorsun?
Erasmus’u kesinlikle ve kesinlikle öneriyorum. Hem çok farklı tiplerle tanışıyorsunuz, hem de sürekli beraber vakit geçirdiğiniz arkadaşlarınızdan ve ailenizden kopunca kendinizi çok daha iyi tanıyabiliyorsunuz, hiç yapmadığınız şeyler yapıp çok yeni tecrübeler ediniyorsunuz. Bunları bir kenara koyun, Erasmus adeta üniversite eğitimine ara verip bir dönem tatile çıkmak gibi.
Ben yaptım siz yapmayın ya da ben yapmadım siz kesin yapın dediğin şeyler var mı?
Daha önce de dediğim gibi Türkiye’den bol bol hazır çorba getirin. Siz de benim gibi yemek yapmayı bilmiyorsanız, gelmeden önce en azından pilav, basit bir sulu yemek nasıl yapılır öğrenin. Labı, ödevi yoğun olan dersleri ve özellikle erken saatlerde yoklaması olan dersleri almamaya çalışın. Gelmeden önce hallederim, uyanırım diye düşünseniz bile bu, hem seyahat etmek hem de geç saatlerde olan her türlü aktiviteye katılmak açısından çok zorlayıcı olabiliyor. Mümkünse pazartesi ve cumanızı boş bırakın, hiçbir şeyi kaçırmadan bol bol gezin.
Sorularınız için: bugrayilmaz7@hotmail.com
Brno’dan sevgiler…
IMG_0645
[googlemaps https://www.google.com/maps/d/embed?mid=1MtW-OxLI7U0kUPNRrXQ3G9M4ANw&w=640&h=480]